Ey dost bunca kıyl ü kal ne maksud hod bir haber durur,
Ya bunda cüst ü cu nedir, görene bir nazar-durur.
Dağlar aşıp berye geçip, ey uzak sefer edenler,
İstediğin sende iken, aceb bunca sefer durur.
Hiç kılmagıl ırak sefer, ömür geçer ecel erer,
Dost sendedir halvet sever, bu galebe haşer durur.
Gel ırak isteme onu, canından içeri canı,
Seninle bile duranı, görmeyen bî basar durur.
Sen uyursun ol uyanık, eksiğini kılar bayık,
Dahî nice bulam tanık, daim seninle yar durur.
Mescid ü medrese sende, sen dört yana perâkende,
Ne kaldın sen bu erkende, işin katı düşvar durur.
Bu tevhîd donunu giyen, varlığın yokluğa sayan,
İşbu yolda kâyim duran, belli bilin ol er durur.
Ol işler tamam olunca, ol dirliği dirilince,
Gözün hicâbın silince, yer gök dolu dîdar durur.
Miskin Yunus onu gördü, gönlü vü canı sevindi,
Kamusunu yere saldı, maşûka intizarıdır.