fariğ: çekilmiş, vazgeçmiş; sıkıntısız, rahat.
fasık: Sözlükte “bir şeyden çıkan” anlamına gelen fasık kelimesi, tasavvufta, inkar edenlere ve iman ettiği halde Allah’a ve Peygamber’e itaat etmeyen, dini görevlerini terk eden ve günah fiilleri işleyenlere denilmektedir.
faş etmek: gizli olanı açığa vurmak, duyurmak, ortaya dökmek, dile vermek.
fazl: lütuf, ihsan, üstünlük, artıklık, cömertlik, iyilik
felek: dünya, alem; gök, gökyüzü, sema
ferişteh: melek
ferraş: yerleri süpürüp temizlemeye ve koruyup muhafaza etmekle vazifeli adam. cami, mescid, imaret gibi müesseselerin temizliğini sağlamak ve kilim, halı ve hasır gibi mefruşatını yayma hizmetleriyle vazifeli olan kişi.
ferş: yeryüzü, döşeme, yayma, serme, toprağı ve umumiyetle basılacak ve gezilecek yeri örtmek üzere bir şeyi döşetme
fevkal’ulâ: yücelerin yücesi.
fırkat: ayrılık.
firak: hasret, özlem, ayrılık, ayrılık acısı
Yunus Emre Divânı Sözlüğü
F-f