K-k

K-k

K-k

kad: boy, mahzun olma, hüzünlü ve kederli olma
kadim: başlangıcı olmayan, eski, ezeli
kadir: değer, kıymet, itibar; kuvvetli, güçlü, kudret sahibi; Allah’ın isimlerinden
kaide: kural
kaim: bir işte sebat eden, direnen, ayakta duran, duran, bir şeyi yapan icra eden, Allah’ın emrini ifa eden, mevcut, baki.
kakımak: öfkelenmek, kızmak.
kamu: hep, bütün, halk hizmeti gören devlet organlarının tümü
kamus: deniz, denizin ortası, derin yeri
kân: (Osmanlıca) bir şeyin menbaı
karavaş: hizmetçi
karavaşlu: hizmetçili
kargı: gövdesi 5-6 m yüksekliğe erişebilen çok yıllık bir bitki, kamış, saz; eskiden silah olarak kullanılan, ucu sivri demirli, ağaçtan yapılmış uzun sırık
karışgan: her şeye burnunu sokan, bilgiçlik taslayan
kâtre: damla, su damlası, damlayan şey
kavi: dayanıklı, güçlü, zorlu, sağlam, sıkıca
kayum (kayyum): belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse, gökleri, yeri ve herşeyi tutan, her şeyin varlık sahibi olabilmesi için gerekeni veren, Allah’ın isimlerinden, ezeli ve ebedi olan, değişmeyen, başlangıç, nihayet ve yeniden oluş gibi hallerden münezzeh ve ezelden ebede kaim, daim ve var olan Allah (c.c), cami hademesi

kek: sürekli, aralıksız
keleci: öz veya kusursuz, düzgün söz
kemter: değersiz, itibarsız, daha aşağı.
kendü: kendi.
kendüye: kendisine.
kevn ü mekan: kainat, alem, dünya
key: için, tâ ki, hangi, nasıl?

kıyl-ü kal: arapça malayani, gıybet. Kitaplarda kîl-ü-kâl, kâl ü kîyl şeklinde de geçer.
kiçi: küçük
kimesne: kimse
kolmaş: asılsız söz söyleyen, geveze, herzevekil
körpe: çok genç, dalından yeni koparılmış, tazeliği üstünde, daha büyümemiş (bitki)
kudret: güç, erk, erke, iktidar; Yaratan’ın ezeli gücü
küll: tüm.


Yunus Emre Divânı Sözlüğü
Sözlük K-k