Anadolu Kutlu Bir Yoldu
Hani atam, hani anam,
Bu dert ile nice yanam.
Sözüne nice inanam,
yürü ey bivefa dünya.
Dünyaya bırakıldığı ilk günkü kadar yalnızdır insan. Ama toprakta bir tılsım vardır, bir hareket vardır her şeyi çoğaltan, yalnızlığı unutturan. Topraktan taşan, topraktan yayılan bir hayat vardır. Topraktır diri tutan ve toprağa diker gözlerini insan. Hakiki yurdundan uzaklarda toprağa tutunur, toprağı yurt tutar. Yalnızlığını yüksek surlar, korkularını ilk cennet yurdun özlemiyle en bereketli, en emin, en sağlam yurdu arar.
Doğu’da emin beldeler, muazzam şehirler kuran İslam ruhu da, kendini sürekli yenileyen, değiştiren, mükemmelleştiren bir medeniyet kurmuştu. Bu medeniyet anlayışında durmaya ve tekrara yer yoktu. Dirlik, birlik ve bereket hareket halinde olmakla mümkündü. Hep aşılacak yollar, aralanacak kapılar vardı. Yollar aşıldıkça, kapılar aralandıkça yürekler ve medeniyetler genişleyecekti.
Yollara tutkun Türk boyları, İslam’ı seçtikten sonra İslam şehirlerine yöneldi. Çoluk çocuk, atlı yaya Oğuz boyları, boy boy önce Buhara yakınlarına yerleşti. Gitgide Buhara’da ta Rum’a kadar geniş bir alana dağıldılar. İslam’ın teneffüs edildiği topraklara gönüllerindeki ilk coşku ve heyecanla bağlandılar. Bu topraklarda altın çağını yaşamış olan İslam kültür ve tefekkürüyle tanıştılar. Farabi’den Gazalî’ye, Senâî’den Attar’a her biri zirve olan bir çok kaynaktan beslenmeye başladılar.
Horasan erenlerinden aşk geleneğini, tasavvuf düşüncesini öğrendiler; alp idiler alperen, derviş, veli, evliya oldular. Horasan bir Türk veliyi; Ahmed Yesevi’yi yetiştirdi. Ahmed Yesevi, varlığı dünya emelleri uğruna yok yere tüketmeyi, kutlu hikmetler, kutlu şiirlerle insanlara anlattı. Horasan’ın en kutlu okulunu kurdu. Yesevi’nin binlerce öğrencisi, müridi dünyanın ulaşılabilecek her yanına tasavvuf düşüncesini, kurtuluş reçetesini dağıtmaya koştu. Bir taraftan doymak bilmez bir şekilde ilahi bilgi ile beslenen, bir taraftan cengaverlikleriyle, kahramanlıklarıyla göz dolduran Türk boyları, kısa zamanda gönüllerin ve ülkenin kontrolünü ele geçirdi. Bu ruh, kabına sığmayıp taşarak Çin Türkistan’ından, Mısır ve Bizans sahalarına kadar büyüyen Büyük Selçuklu devletini kurdu. Selçuklu kartalı zamanla kanatlarını Anadolu’ya kadar yaydı. Malazgirt Zaferi’yle de Anadolu üzerinden süzülüp uçmaya başladı.
Anadolu Kutlu Bir Yoldu
Yunus Emre, İnci Şahin
Biyografi Dizisi, Genç Okur Yayınları
2014, 978-605-159-030-1